SÜPER Lig’in 37’nci haftasında Hatayspor, Mersin’de konuk ettiği Fenerbahçe’yi 4-2 mağlup etti. Müsabakanın akabinde Hatayspor Teknik Yöneticisi Murat Şahin ve Fenerbahçe Teknik Yöneticisi Jose Mourinho düzenlenen basın toplantısında açıklamalarda bulundu.
Kazandıkları için keyifli olduklarını belirten Hatayspor Teknik Yöneticisi Murat Şahin, “Son haftalarda küme düşmemiz katılaştıktan sonra daha çok oyuna ve yapabileceklerimize çalışıyoruz. Bundan sonra oyuncularımızın azamî müddette neler yapabileceklerini görmek istiyordum. Bunun için bu maç çok değerliydi ve hoş bir maçtı. Dönemin sonunda Fenerbahçe üzere bir ekiple oynamak kıymetliydi. Bugün aslında oyuna 10-15 dakika uygun başlamadık, formasyon değişikliğine gittik. Fenerbahçe’nin genelde 3-4-1-2’sine karşılık, 5-3-2 ile karşılık gelmeye çalıştık. Vakit zaman başarılı olduk. İkinci yarı oyuncu değiştirmeden sistemde bir oynama yapıp 4-1-4-1’e dönerek skoru elde etmeye çalıştık. Bunda da başarılı olduk. 4-1’den sonra oyun biraz iki taraf ismine da koptu üzere. O aslında bence futbol ismine hoş değildi. Biz biraz daha topa hakim olabilirdik ancak sonuçta kazandığımız için memnunum. Oyuncularıma da savsız bir grup olmamıza karşın son güne kadar çaba ettikleri için teşekkür ederim” dedi.
JOSE MOURINHO: AMACI KALMAYAN GRUPLAR İÇİN BU PERİYOTLAR ACIDIR
Hedefi kalmayan ekipler için dönem sonlarının acı olduğunu kaydeden Fenerbahçe Teknik Yöneticisi Jose Mourinho ise, “Ben son 7 senede Avrupa’da 2 final oynadım. Bu da şu manaya geliyor ki ben son 7 senede Türk futbol tarihinin gördüğünden daha fazla final oynadım Avrupa’da. Aslında Fenerbahçe’ye de Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek için geçen yaz gayret ettik. Bunu denedik fakat bizler için şiddetli bir yazdı geçen yaz. Zira Avrupa Şampiyonası’na katılan oyuncular vardı, kadroya geç katılan oyuncular vardı. ve her vakit olduğu üzere aslında Türk kulüpleri için erken transfer yapmak sıkıntı oluyor. Hasebiyle bizler de bu zorluklarla savaştık fakat Şampiyonlar Ligi’ne katılabilmek için geçen yaz penaltılarla savaştık. ve son dakika bir penaltı golüyle Lille elendik. Şayet bana şunu soruyorsanız, Şampiyonlar Ligi’nde olmayı, Avrupa Ligi yahut Konferans Ligi’nde olmayı yeğler misiniz diye sorarsınız? Evet, zira bu önümüzdeki yaz Şampiyonlar Ligi elemelerini geçebilmek için uğraş edeceğiz. Bir tane eleme tipi sonra da play-off oynamamız ve mümkün olduğu kadar uygun hazırlanmamız gerekiyor bu maçlara. Bu maçın sonucuyla ilgili olarak da şunu söyleyebilirim. Yalnızca futboldan anlamayan beşerler dönem sonu ne manaya gelir bunu bilmezler. Dönem sonları hakikaten acıdır. Gayesi kalmayan ekipler için bu devirler acıdır. Şampiyonluk için oynayan yahut Avrupa’ya gidecek bir sıralamada yer almaya çalışan ekipler yahut küme düşmemeye oynayan ekiplerin bir gayesi vardır. Lakin gayesini kaybetmiş bir kadro, artık amacı kalmamış bir kadro için bu periyotlar acıdır. Antrenmanlarda ekibi motive etmek kolay değildir. Ki kimi oyuncularda önümüzdeki dönem burada olmayacağını biliyorlar. Oyuncular için de bu motivasyonu sağlamak zordur. Lakin buna karşın bugünkü maça baktığımızda aslında bu maçın iki tane kıssası vardı. Birinci kıssası 11-11 oynanan kısımdı. 1-0 o denli geçtik ki 2, 3, 4’ü çok rahat bulabilirdik. Maç denetimimizde geçiyordu lakin sonra bir kişi eksik kaldık. Ardından rakibimiz golü attı. Maç içinde her şey değişti ve ikinci yarı bizler için, oyuncular için zorluydu. Evet belirtmiş olduğunuz üzere ağır bir yenilgi oldu. Lakin bahsettiğim üzere yalnızca futboldan anlamayan beşerler yahut insan tabiatından anlamayan beşerler bu formda düşünür. Futboldan anlamayan beşerler, motivasyonun ne olduğunu bilmeyen beşerler, bu durumu anlamazlar fakat futbolu bilen beşerler bu durumu anlarlar. Ki ben haftalardır birebir şeyi söylüyorum aslında. Son 4 maçımızda 12 puan alsak da sıralamadaki yerimiz değişmeyecek. Birinci yahut üçüncü olmayacağız. Ben haftalardır bunu belirtiyorum. Münasebetiyle Başakşehir maçında kazanırken de, Eyüpspor maçında kazanırken de aslında o düzgün oyunu alana yansıtmaya çalışmamızdaki zorluklar zati gözüktü” diye konuştu.
‘BAŞKANIMIZ ÖNÜMÜZDEKİ DÖNEM İÇİN BANA GÜVENİYOR’
Takımın başında kalmaya devam edeceğini belirten Mourinho, “Son birkaç basın toplantısında şunu belirtiyorum. Ben kulüp içi problemleri kamuoyu önünde tartışmıyorum. Şayet bir şey gerçek çıkarsa yahut gerçek çıkmazsa şunu söyleyebilirim ki o şey benim ağzımdan çıkmamıştır. Zira benim sizlerle maç sonu yaptığım basın toplantılar dışında basınla sıfır kontağım var. Hasebiyle hiçbir vakit liderle görüştüğümü, idareyle görüştüğümü, ne vakit görüştüğümü, bu usul bilgileri hiçbir vakit kimseye söylemedim. Lakin şayet bana önümüzdeki dönem burada olacak mısınız diye soruyorsanız, ben de size liderimizin yanlış hatırlamıyorsam birkaç hafta evvel televizyonda yapmış olduğu röportajı gösteririm. O röportajda kendisi aslında kalmamı istediğini belirtiyor. Kendisi bana güveniyor önümüzdeki dönem için. Bu kamuoyunda aslında belirtilmiş, kamuoyunda bilinen bir bilgi. Liderimiz bunu televizyonda çıkmış olduğu röportajda söyledi. Durum bu biçimde ki kendisi de bu mevzuda çok net. Şayet rastgele bir şey değişirse, durumda bir değişiklik varsa, bu husus hakkında bana hiçbir şey söylenmedi. Fakat liderimizin televizyonda söylemiş olduğu sözleri belirtebilirim ki birebir şeyleri birebir görüşmemizde de bana söyledi. Durum bu kadar net” tabirini kullandı.
‘KARARLARIMDAN HİÇBİR PİŞMANLIK DUYMUYORUM’
Oyuncularının motivasyon kaybı yaşadığını kaydeden Mourinho konuşmasının devamında şunları söyledi:
“Son maçlarda yaşanan hayal kırıklığına gelecek olursak, aslında daha evvel vermiş olduğum yanıtı vereceğim. Bir evvelki karşılıktaki üzere. Bu durum hepimiz için acı dolu bir durum. Bazen beşerler düşünüyorlar ki bizler yalnızca profesyoneliz. Bizler, oyuncular bir insan değil, yalnızca bir profesyonelmiş üzere düşünüyorlar. Bizlerin acı çekmediğini düşünüyorlar. Bugün canımız yanmadan konuta gideceğimizi düşünüyorlar. Lakin bu hakikat değil. Oyuncular da insan. Onların da hisleri var. Onlar da vakit zaman öz itimat eksikliği yaşayabiliyorlar. Onlar da vakit zaman motivasyon eksikliği yaşayabiliyorlar ki, şu anda da esasen kadromuzda olan durum bu. Matematiksel olarak şampiyonluk kaybettiğimiz andan itibaren olan durum bu. Matematiksel olarak kaybetmediğimiz vakitte da farklı şeyler vardı. Aslında küme olarak, kadro olarak imkansız olduğumuz hissiyatına katılıyorduk. Lakin buna karşın her vakit savaşta oyuncuların ellerinden gelenin en düzgününü görüyoruz. Son maçlara baktığım vakit bu da insan olmanın doğal bir sonucu olduğunu düşünüyorum. Ben taraftardan gelen her tepkisi kabul ediyorum ancak oyuncuların umursamadığını düşünülmesini kabul etmem. Zira sahiden futbolu bilenler biliyor ki oyuncular bundan, bu durumdan etkileniyor. Kimi oyuncular var önümüzdeki dönem burada olmayacaklar. Münasebetiyle bundan etkileniyorlar. Birebir vakitte başımızda soru işareti olan oyuncular var. Onlar da natürel ki etkileniyorlar. Tıpkı vakitte benim birtakım vermiş olduğum kararlar var ki şunu da belirtmek istiyorum. Kararlarımdan hiçbir pişmanlık duymuyorum. Mesela bugün kalede Ertuğrul oynadı. Neden Ertuğrul’u oynattım? Zira kendisi her şeyden evvel bir insan, genç bir oyuncu. Her gün, her idmanda elinden gelenin en düzgününü yapıyor. Sıcak havada, soğuk havada, yağmur da yağsa, karda da yağsa her vakit elinden gelenin en uygununu yapıyor. Münasebetiyle deplasmanda oynadığımız bu maçta baskının daha az olacağını düşünerek onu oynatmanın yanlışsız olduğunu düşündüm. Buradaki atmosferin onun için daha az olacağını düşünüyorum ancak kendisi bugün şanssız bir gün geçirdi. Lakin bu kararımdan ötürü asla hiçbir pişmanlık duymuyorum. Şayet bana dönemin genelini ferdi manada tahlil et ederseniz, rastgele bir oyuncuyu daha az oynatmaktan ötürü pişmanlığım var mı diye sorarsanız, bu Cenk Tosun olurdu. Onu daha fazla oynatmadığım için pişmanım.”
